ZİHİN ÜLKESİ VE OTO-MANİPÜLASYON

0

Hayat tüm karmaşıklığıyla hızla devam ediyor. Herhangi bir tavırda tutarlı ve istikrarlı şekilde durabilmek çok zor. Çünkü zihnimiz ve hislerimizin müştereken yönlendirdiği tavırlarımız, tutumlarımız ve almış olduğumuz kararlar, pratik hayata geçiş aşamasında erozyona uğruyor. Büyük ya da küçük ölçekli revizyonlara uğrayabiliyor. Ama bu durum kişinin aleyhinedir demek de olmuyor. Çünkü bu revizyonlar genelde somut ilişkiler sarmalı kurallarına ayak uydurmak, uygun forma sokmak, ya da somut durumun aslında düşünüldüğü gibi olmadığını anlamak, verilmesi düşünülen tepkinin az ya da fazla olduğunu fark edebilmek şekillerinde karşımıza çıkıyor. Bu meseleye değinmemin sebebi, kendimizden bu kadar emin bir şekilde oluşturduğumuz söylemlerin böylesine hızlı bozulması ve aynı eminlikle farklı bir tutuma geçebiliyor olmamızın garipliği duygusu. Bu süreçte ister istemez şüpheleniyorum, hangi tutumumun doğru tutum olduğu konusunda. Yine rasyonaliteyle açıklayamayacağım ama içten içe hissettiğime göre bu sudan çıkmış balık gibi düşüncelerin gerçek hayata uygulanırken değişerek, ilk baştaki konumdan uzaklaşarak yeni bir koordinattan fiili hayatta vücut bulan kararların, değişiyor olma durumları benim lehime. Bir çeşit uygunluk süzgecinden geçirip hayata uygulamak benim için daha güzel.

Tabi ki kendi verdiğimiz kararları bile sürekli sorgulamalıyız ki, güncel geçerliliklerini koruyabilsinler. Kendi bilincinizi sürekli denetlemek, zihin ülkemizin yeri geldiğinde danıştayı, yeri geldiğinde sayıştayı olabiliyor olmak güzel bir şey. Asıl zor görevimiz ise yargıtayımız olan vicdan-adalet terazimizi sahiden de bağımsız şekilde muhafaza edebilmek. Çünkü diğer organların düzgün çalışması da buraya bağlı. İşimiz zor. Keyifli bir şekilde kolay gele yiğitler!

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın
Lütfen isminizi buraya yazınız