Hayatımızın Kaynağı

0

Dünya, kendi sistematik düzeni içerisinde dönmeye, insanlar ise birbirlerini hizmet etme üzerine kurulu toplum ve uygarlıkları oluşturdu. Her uygarlık kendine göre – akıl ve mantık doğrultusunda- bir icat, bir buluş yaratarak ileriye gitmenin kısa yollarını, insanlara yarar sağlayacak bilgileri bularak hayatı kolaylaştırma doğrultusunda yoluna devam etti.

İnsan, başka bir insanın mutluluğunu hiçbir zaman istemedi. Çünkü mutlu bir insan kendine yetecek derecedeydi ve mutlu insan yönetilemezdi. Güç elde etmek, insan hegemonyasını elinde tutmak isteyenler, kişilerin umutlarını, dürüstlüklerini silip benliklerine bir bıçak sapladılar, yok ettiler. Korumakla mükellef oldukları en güçlü silahı halinde bulunan mantıklarını çalışmaz hale getirdiler. Düşünemeyen insanlar türedi, neslini böyle devam ettirdi. Birey, insan ruhunu ele geçirerek insanı etkisiz duruma getirdi, güç sahipleri diktatörlük katında kendine yer edindi.

Yaratıcı unsurlar, buldukları buluşları insanlığa kazandırırken lanetlendiler, kınandılar. Bazı güç sahipleri tarafından helak edilip linç kampanyasına sürüklendiler. Bağımsız çalışan insan zihni, başkaları tarafından varlığını sürdüren insan zihni olarak iki kutba ayrıldı. Yaratıcı zihin, başlangıç noktasından başlar, ilerler, kendi için yaşar ve tabiat karşısında dimdik durur. Başkaları tarafından varlığını sürdüren insan zihni ödünç alır, sıfır noktaları bulunmaz, başkalarına ihtiyaç duyar ve tabiatı fethetme politikasına tabiidir.MATRIX-17

Aslında hiçbir birey başkaları için yaşayamaz. Vücut organlarını paylaşamadıkları gibi ruhlarını da paylaşamazlar. Başkaları için yaşayan bireyler, afyon bağımlısıdır ve bu muzdarip dertten bir türlü kurtulamaz.

İnsan iki tür olarak bencillik ve hayırseverlik vaat edilmiştir. Feda etmeyi sunmuştur. Bencillik, başkaları uğruna feda etme işlemi olarak açıklanmıştır. Hayırseverlik ise kendilerini, başkalarına feda etmek olarak aksettirilmiştir. Her iki duruma adapte olan insan başkalarına bağlanmış, ya acı çekmiş ya da çektirmiştir.

Rand’ın profesyonel anlamda ilk büyük başarısı yazımı 7 sene süren ve 1943 yılında yayınlanan Hayatın Kaynağı (The Fountainhead) romanı oldu. Roman 12 yayıncı firma tarafından “fazla entellektüel ve Amerikan düşünce tarzına karşı” olması gerekçesiyle geri çevrildi, “bu kitabı okuyacak bir kitle yok” ‘tu. Sonunda kitap Archibald Ogden’in kitabı beğenmesi ve editörlük kurulunda kabul ettirmesi sayesinde Bobbs-Merrill Company yayınevi tarafından basıldı. İlk zorluklara rağmen Hayatın Kaynağı dünya çapında bir başarıya kavuşarak Ayn Rand’a ün ve ekonomik rahatlama getirdi.

Bu kitap, insan ruhundaki “bireyselcilik” ve “kolektivistlik” kavramını ele almıştır. Bağımsız düşünen, kişiye bağlı kalmadan yaratan bireysel zihin ile toplumun çıkarına ve güç mertebesine ulaşmak isteyen kolektivist zihin çatışmasını anlatmıştır. Ego, kapitalizm, medyanın gücüyle kişiyi yok etme, insanı köle durumuna sevk etme, liderlik kompleksi, kendini feda etme kıyımı, güçsüzün boğun eğmesi ve yaratıcılığın gücü gibi temalar konu edinilmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın
Lütfen isminizi buraya yazınız