Biraz da oyun teorisinden bahsetmek gerekiyor bu noktada sanırım. Oyun teorisi her ne kadar John Nash ile popüler olmuş olsada öncü çalışmalar aslında Von Neumann ve Oscar Morgenstern tarafından ortaya konmuştur.

Oyun kuramı aslında istatistik biliminin ekonomi başta olmak üzere politik bilimler, biyoloji, mühendislik, felsefe gibi alanlarda kullanılan bir dalıdır ve aslında bu teori temel olarak stratejik durumlarda karar vermeyle alakalıdır.

Eğer Akıl Oyunları’nı izlediyseniz bar sahnesini hatırlayın. John Nash ve dört arkadaşı bardadır. Kapıdan dört arkadaşıyla giren sarışın kız herkesin ilgi odağı olur. Arkadaşları önce sarışın kıza yaklaşmayı ve eğer reddedilirlerse kızın arkadaşlarından birine yönelebileceklerini düşünürken Nash Şöyle düşünmektedir :

Eğer hepsi sarışına yönelirse birbirlerinin önünü keserler ve hiçbiri sarışın kızla birlikte olma fırsatını elde edemez ve daha sonra kızın arkadaşlarına yöneldiklerinde tekrar reddedilirler çünkü kimse ikinci plana atılmaktan hoşlanmaz. Peki ya kimse sarışına odaklanmazsa? İşte o zaman birbirlerinin önüne çıkmazlar ve diğer kızlarda ikinci tercih olmak gibi bir durumla karşılaşmadıkları için onları reddetmeme ihtimalleri daha yüksektir ve işte herkesin kazanmasının tek yolu budur. Yani en iyi sonucu almak için gruptaki herkes hem kendi hem de diğerleri için en doğru olanı yapmalıdır.

Oyun teorisinin en önemli araçlarından biri olan Nash Dengesi işte bunu ifade etmektedir ve Nash 1950 yılında yazdığı doktora bitirme tezinde bu dengenin varlığının oyuncuların fayda fonksiyonlarının belli özellikleri sağladığı tüm oyunlarda var olduğunu ispatlayarak 1994’te Ekonomi Nobel Ödülü’nü almıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın
Lütfen isminizi buraya yazınız