Oku Susam Oku / H5K

0

Her hafta farklı türlerden kitapları sizlerle buluşturmaya çalışacağım ve bunu yaparken küçük notlarla ilişsem de kitapların öznel değerlendirmesinden kaçınacağım, çünkü öncelikle ilk temasın okuyucu ve yazar arasında olmasının etkili ve önemli olduğunu düşünüyorum. Ama tabi ki bu kitap değerlendirmelerine karşı olduğum anlamına gelmez. Yalnızca bir öncelik verme meselesi bu. Velhasıl bu hafta sizler için seçtiğim 5 kitap, buyurunuz aşağıda;

  1. Spinozan Üzerine On Bir Ders- GILLES DELEUZE

deleuze

[Spinoza Üzerine On Bir Ders],  Deleuze gibi bir filozofun hep savunduğu bir çabayı somutlaştırmak üzerine
yayınlandı: Felsefeyi sokaktaki insana, öğrenciye, işçiye, meslek insanına indirmek… Bu post-modern yüzeyselliğin çağında çok daha büyük bir önem taşıyor. Bazen bir felsefeye sahip olmak, felsefe yapmak çok gündelik bir pratiğin parçası olabiliyor. Bu onun yaşayan insanlara sevdirilebilmesinden geçebilir. Felsefeyi hem bir “kavramlar yaratımı” süreci hem de kavramlarla düşünmek diye tanımladığınızda onun bir profesyonel, akademik; öteki sıradan insanlara yönelik olmak üzere iki okuma tarzının kesiştiği noktada anlam kazanacağını kabul etmek gerekir.  (Arka Kapak)

Not: Deleuze’ün bu derslerdeki dili akıcı ve yalın olsa da not alınmadan rastgele yapılacak bir okuma kesinlikle kafa karıştıracak ve sizi yoracaktır. Yine de bu söylediğim ve ayrıca okuma sırasında size yabancı gelecek kelimeler gözünüzü korkutmasın. Gayet anlata anlata ve anlaya anlaya süren bir okuma olacaktır sizin için.  -Ve biraz sözlük karıştırmaktan zarar gelmez.

  1. Komünist Parti Manifestosu- KARL MARX ve FRIEDRICH ENGELS

manifesto

“Özel mülkiyeti kaldırmak istediğimiz için dehşete düşüyorsunuz. Ama mevcut toplumunuzda özel mülkiyet, üyelerinizin onda dokuzu için zaten kalkmıştır ve tam da onda dokuzu için varolmadığı için vardır! Yani bizi, zorunlu ön koşulu toplumun çok büyük çoğunluğunun mülksüzlüğü olan bir mülkiyet biçimini kaldırmayı istemekle suçluyorsunuz. Kısacası, bizi, mülkiyetinizi ortadan kaldırmayı istemekle suçluyorsunuz. Kuşkusuz, tam da bunu istiyoruz!” (Manifesto’dan)

Not: Kapitalist otoritenin içimize dışımıza her yerimize sızdığı ve zulmünü gün geçtikçe artırdığı fiziksel ve ruhsal yoksunluğu derinleştirdiği, kuklalaştırdığı, güdümlediği, ayrıştırdığı ülkemizde

“yahu karnım aç canım sıkkın, ama neden

ve nasıl iyileşebilirim,

ne oluyor dışarıda,

ne konuşuyor bu siyasiler ki o kadar konuşuyorlar

ve ben o kadar çalışıyorum

peki neden kıt kanaat her şey

(…)”

Diye iç çekiyorsanız bir açıp bakmakta fayda var Komünist Parti Manifestosu’na. Lakin yine de Manifesto’nun işaret ettiği ve olguları araştırarak farklı kaynaklara da yönelmekte fayda var.

  1. Bir İmkan Olarak Modernite- Ahmet Çiğdem

BIRIMKANMODERN.indd

Modernitenin başarısızlığı tarihsel bir olgudur, evet ama bu, modernitenin bütün imkanlarını tüketildiği anlamına gelmez. Moderniteye sırtını çevirmek, modernitenin kapılarını kapatmaktan daha az elverişsiz sayılmamalıdır. Çaresizce kurtuluşunu arayan modern öznenin, bir kere daha akıldan geçmesi, geçerken akılla geçmesinde başka somut bir alternatif var mıdır?”Aklın anlam üretmede zorlandığını, zaman zaman tökezlediğini, rasyonalitenin türediği ruhu imha ettiğini, modernitenin özgün vaadini unuttuğunu görmemek için kör olmak gerekir. Ancak akıldan başka modernitenin tarihsel kötülüğünün üstesinden gelebilen yaratıcı ruhu cesaretlendirecek başka güç var mı?(Arka kapak)

Not: Eğer sosyolojiyle içli dışlı değilseniz sizi biraz zorlayabilir. Belli konulara vakıf değilseniz okuma sırasında çok defa o vakıf olmadığınız konulara yönelmeniz bir fikir sahibi olmanız gerekecektir ve buna müteakip anlatım dilinin de sosyolojik oluşu sizi yorabilir ve bıktırabilir. Bu da hiç hoş olmaz.

Sizler için İçindekilerden ana başlıkları belirteyim belki özel bir çalışma içindeyseniz faydalı olabilir.

  1. Sosyolojinin ‘Nesnesi’ olarak Modernite
  2. Rasyonalite ve Modernite Düşüncesi
  3. Alman Sosyolojisi ve Modernite Teorileri
  4. Toplumsal Rasyonalite Olarak Modernite
  5. Habermans ve Modernite Projesi
  6. Bir İmkan Olarak Rasyonalite ve Modernite

4.Masumiyet Şarkıları – WILLIAM BLAKE

blake

Bir şiir kitabının açıklaması tanıtımı ya da değerlendirmesi olmamalı kanımca, çünkü ya bir duygulanımla anlatıma ya da kılı kırk yaran kuru bir anlatıma giden ve şiirin okuyucudaki çağrışımını etkileyen bir neticeye varıyor her halükarda. Aslında bu diğer tüm edebi türler için geçerli lakin şiir için daha hassas bir durum olduğunu düşünüyorum. Bundan mütevellit yalnızca kitaptan küçük bir bölümle sunmak istiyorum sizlere;

“Ve dünyada küçücük bir yere konulduk biz,

Sevgi ışınlarına dayanmayı öğrenelim diye,

Ve bu kara vücutlar ve bu güneş yanığı yüz,

Bir bulut ve gölgeli bir ormandır sadece”

Not:Eğer Altıkırkbeş baskısı bulursanız öpüp başınıza koyun ve kıymetini bilin.

5.Leyla ile Mecnun- Fuzuli

Leyla-ile-Mecnun-79936

Hepimizin bir şekilde bildiği, belli belirsiz kanaatlere ulaştığı, aşık olduğunda kendini özdeşleştirdiği, lakin çoğumuzun okumadığı Leyla ile Mecnun Fuzuli’nin önemli eserlerinden biridir. Yine çok kişinin bildiğinin aksine Leyla ile Mecnu’nun aşkı yalnızca dünyevi bir tutku değil, tahayyülü aşan ilahiye ulaşan- akan bir aşktır. Fanilikten doğan hak katına uçan ve aşkın sonsuzluğunda eren bir hikayedir Leyla ile Mecnun’un hikayesi. Mehmet Kanar’ın çevirisiyle Say yayınlarından edinip çok da zorlanmadan okuyabileceğiniz ve artık yalnızca kulaktan dolma bir hisle değil tümüyle Leyla ile Mecnun’un aşkından cereyan eden hisle anlayabileceğiniz tahayyüle ulaşabilirsiniz.

“Anıp durma kara gözlülerin gözbebeğini

İnsan sanıp aldanma; içtikleri kandır.

Fuzuli derse sana, güzellerde vefa var

Aldanma sakın! şair sözü hep yalandır”

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın
Lütfen isminizi buraya yazınız