Türkiye'nin Eurovision İle İmtihanı

0

Olimpiyat yayınları ve futbol-basketbol maçları haricinde dünyada en geniş izleyici kitlesine sahip canlı yayın olan Eurovision, 2.Dünya Savaşı yorgunu Avrupa’nın moralini düzeltmek için düzenlenmeye başladı. Bu amaçla İsviçre’de kurulan Avrupa Yayın Birliği katılımcıları bir araya gelerek yarışmanın ilkini 1956’da İsviçre’de düzenlendi. Ardından her yıl daha fazla katılımla Avrupa ve Avrupa dışından izleyicilere ulaşabilen bir yarışma niteliği kazandı. Katılımcı ülkelerin sayısı yarışma tarihi boyunca arttı ve 1993 yılından bu yana Sovyet ve Yugoslav cumhuriyetleri, Varşova Paktı ülkeleri ve diğerlerinin yarışmaya katılabilmesi için kurallarda değişiklikler yapıldı
Yarışmanın kuralları basit. Her ülke 3 dakikalık ve yalnızca bir şarkı ile yarışmaya katılabilir. Şarkılar yarışmadan önce duyurulmamış, bir yerde kullanılmamış olmalı. Şarkının dili ile ilgili 1999 yılına kadar her ülke için kendi dilinde söyleme zorunluluğu vardı. 1999 yılında bu kısıtlamanın tamamen kaldırılmasıyla her ülke istediği dilde bir şarkı ile yarışmaya katılabilmeye başladı. Öyle ki 2003 yılında Belçika, sadece şarkı için oluşturulmuş yapay bir dille Urban Trad tarafından söylenen Sanomi ile yarışmaya katıldı. Benzer şekilde 2007’de Kenan Doğulu ile katıldığımız yarışmada şarkının nakaratının bir kısmı Türkçe, kalanı İngilizce idi. Ve ki Türkiye kendi Eurovision tarihinde birinciliği daha nelerle kimlerle denedi.
Eurovision’da Türkiye
Türkiye yarışmaya ilk kez 1975 yılında Semiha Yankı ile katıldı. Hani güzeldi de şarkı: “Seninle bir dakika”. Ama o zaman daha Azerbaycan da yarışmada olmadığından şarkı 3 puan veren Monako’dan başka kimsenin hoşuna gitmemiş olacak ki 19 yarışmacı ülke arasından 19. olmuşuz. Devam eden yıllarda da bir dargın bir barışık ilerledi Türkiye-Eurovision ilişkisi. Misal 1975’teki sonunculuktan sonra 1976 ve 1977’de yarışmaya katılmadı Türkiye. 1978’de Nilüfer ve Grup Nazar’ın Sevince adlı şarkısı ile yarışmaya geri dönmüş ama bu sefer de 20 ülkenin arasından 19. olmuş. Yarışmaya katıldığı yıllarda Türkiye birinciliği elde etmeyi bir nevi şeref meselesi haline getirince kazanmak çeşitli yollar denemiş. Örneğin 1983’te Opera ile katılmışız şarkıya. Yalnız Opera burada:
“İşte opera, heyecan fırtınası
Coşar ruhumda, duyarım sönmez o aşkı
Baleli aşk dolu, müzikli oyunlar
Uvertür, trio, duetto, korolar
Saraydan kız kaçırma, ölmez La Traviata
Opera, opera, opera, opera, Carmen, Aida
Opera, opera, bu gece operalarda
Tosca, Figaro, Fidelio var, coşkun aryalar
Lay lay la lay lay lay la lay la lay…”

vb. sözleri içerdiği için Opera. Yoksa ne Carmen ne Aida. Gerçekten bir arya işleri değiştirir miydi bilinmez ama bu opera Türkiye’ye ilk 0’ı kazandırmış.
Sonraki yıl da Halay adlı şarkı ile katılmışız. Ve bu defa da şarkının adı

“Sevdalı türkülerle verip elele
Seslenelim yedi düvele
Elele çalsın oynansın halay
Sevgiyle çalsın oynansın halay
Herkes bu meydanda canım bir yer beğensin
Davullar çalsın eğlensin
Aşık coşsun vursun dostlar sazın teline
Can dayanmaz tatlı diline”

Sözleri nedeniyle halay idi. Yine gerçekten halay çekilse sonuç farklı olur muydu bilinmez ama bu sefer de 19 ülke arasından 12.olmuşuz.
İşte böyle böyle 1993 yılına kadar 17 kez yarışmaya katılmış ve en fazla 1986’da Candan Erçetinli Grup Klips’in Halley (o yıl Dünya’ya yaklaşan kuyruklu yıldız) adlı şarkısı ile 9. olmuşuz. 1994 yılında ise yine kötü sonuçlar nedeniyle bir yıl ara vermişiz yarışmaya.
Şebnem Paker ve Grup Etnik’in 1997’deki “Dinle” adlı şarkısının getirdiği üçüncülüğü saymazsak Eurovision bizim için bir başarısızlık arenasına dönüşmüş.
1999 yılında ulusal dilde şarkı koşulu kaldırılınca İngilizce veya İngilizce-Türkçe şarkılarla şansımızı denemişiz ve ki 2003’te Sertap Erener’in İngilizce söylediği “Everyway That I Can” bize yılların zaferini kazandırmış. Sertap Erener’in birinciliğinin “yılların zaferi” olarak anılmasının nedeni vardı elbet. Türkiye yarışmaya kimleri kimleri göndermişti kazanmak için. Her yıl “evet işte kesin artık bu yıl” demiş de “sağlık olsun, ama seneye kesin”lere kalmıştı umutlar. Ajda Pekkan, Nilüfer, Ayşegül Aldinç, Kayahan, İzel, Reyhan Karaca. Hepsini yeni çıktıları ve en ses getirdikleri yıllarda denemişiz. Bugün MFÖ diye bildiğimiz Mazhar, Fuat, Özkan üçlüsünü MFÖ yapan da Eurovision olmuş. Şöyle ki yarışmanın 1988 yılında İrlandalı sunucunun dili Mazhar-Fuat-Özkan demeye dönmeyince üçlünün adı MFÖ olarak telaffuz edilmiş ve sonra da öyle kalmış.

Peki Türkiye Eurovision şarkı ve şarkıcılarını nasıl seçti?

1975’te ilk kez katılacağımız yarışmaya şarkı ve şarkıcı seçmek için TRT Türk Hafif Müziği Şarkı Yarışması düzenlendi ve ülkenin en ünlü şarkıcı ve bestecileri yarışmaya katıldı. Çiğdem Talu, Esin Afşar, Timur Selçuk, Nilüfer ve niceleri beste ve yorumlarıyla şanslarını denedi ve halk, toplam 4 şarkı ile yarışan Timur Selçuk’un bestelerinden biri olan “Seninle Bir Dakika” ile Semiha Yankı’yı yarışmaya gönderdi. Ancak bu seçim başarı kazandırmayınca 1978’de halk oylaması kaldırıldı. Onno Tunçboyacıyan, Melih Kibar, Nilüfer, Nükhet Duru gibi isimler yine beste ve yorumlarıyla elemelere katıldı ve gönderilecek şarkıyı TRT jürisi seçti.
1980 yılında ise başarısızlıklar şarkı seçimini iyice daralttı ve bu kez yarışmaya kimin gideceğini TRT tek başına seçti. Süperstar Ajda Pekkan yarışacaktı, seçilmesi gerekense hangi şarkı ile yarışacağıydı. 3 ayrı şarkı arasından yapılan seçimle Ajda Pekkan malum “Petrol” şarkısı ile yarışmaya gidip 15.lik ile dönmüştü. Sonraki yıllarda yine elemelere katılan şarkıcı ve besteciler TRT jürisi tarafından seçildi. 1983’te Opera’nın seçildiği yıl elemelere katılan Mavi Yolcular grubunun bir üyesi de Sezen Aksu idi. Bu yıldan sonra da Sezen Aksu arka arkaya yarışmaya katılmak için şansını denedi fakat elemlerde başarılı olamadı. Elemelerden geçemeyip Eurovision’a gidemeyen şarkıları arasında sonradan çok ünlü olan 1945 şarkısı da vardı.
Bir şeref meselesi olan Eurovision için yapılan TRT’nin ulusal elemelerinden ne Sezen Aksular ne Barış Mançolar(1985) ne Sertap Erenerler(1990) ne Nükhet Durular geçemedi.
Katıldığımız son yıllarda ise TRT ulusal eleme meselesini kaldırıp kendisi bir aday belirlemeye başladı. Yani başlamıştı; yine “küstüm ben ya oynamıyorum” diyene kadar. En son 2012’de Azerbaycan’da düzenlenen yarışmaya Can Bonomo ile katılmıştık. Yüksek Sadakat’in finale çıkamadığı bir önceki yılın küskünlüğü ile aslında 2012’de de katılmayacaktık ama kardeş ülke Azerbaycan yanlış anlar diye o yıl da katıldık. Fakat Bakü’den birincilik yerine yedincilik alınca “daha da gelmem” dedik.
2016’da ise yarışmaya tekrar döneceğimizi açıkladı TRT. Eurovision’a bir Gladiatör arenası olarak değil de müzik yarışması olarak bakmayı öğrendiğimiz ve kazanmaya hırslanmak yerine heyecanının tadını çıkarmaya çalıştığımız bir yıl olur belki de 2016.

Dünyada Eurovision

Kazanmak için her yolu denemek sadece Türkiye’ye has değildi elbette. Diğer yarışmacı ülkeler de dikkat çekmek ve kazanmak için farklı yollara başvurdu. Bunun en tipik örneği geçen yıla kadar Rusya’nın “Buranovskiye babuşki” yani Buranova Babanneleri idi. Babannelerden birinin sahne heyecanına dayanamayıp kalpten gitmesi ihtimaline karşı yedekte birkaç babaanne daha bulundurmuştu hatta Rusya. Sevimlilerdi ama rakipleri Loreen karşısında büyüklük bizde kalsın demek düştü onlara. Geçen yıl ise Avusturya’nın Conchita Wurst nam-ı diğer “Sakallı Diva” yarışmanın en ilginç yarışmacısı olma ünvanını babaannelerden kaptı.

Ve Eurovision 2015

19 Mayıs 2015 gecesi ilk yarı final 21 Mayıs 2015 gecesi de ikinci yarı final yapılacak 23 Mayıs 2015 gecesi de büyük final ile bu yılın birincisi seçilecek.
1. Yarı Final Yarışmacıları (19 Mayıs 2015)

2. Yarı Final Yarışmacıları (23 Mayıs 2015)


Şimdiye kadar 1.yi hiç tutturamasam da ilk 15’in bu listeden çıkması muhtemel.
https://www.youtube.com/playlist?list=PLSKUs5XmD6F17Ow1wr1ZBxcAozuToj_kV

CEVAP VER

Lütfen yorum yapın
Lütfen isminizi buraya yazınız